14 Mart 2013 Perşembe

Sevinsek mi?

Bir yılı aşkın süredir Guinness İstanbul'un bazı barlarında bulunuyor. Hoegaarden ve Leffe de bir süredir marketlerde. Şimdi yanlarına Petrus, Kasteel ve Duvel eklendi!

Taps tekrar hareketlenerek Nişantaşı'nda franchise olmayan kendi mekanını açtı. Gayrettepe'de Bosphorus Brewing Company kendi ürettiği biralar ile biraseverleri mest ediyor.

Fiyatlar hala gereksiz derecede yüksek ve hükümetin alkole karşı savaşı ağır ama emin adımlarla ilerliyor. Buna rağmen Türkiye'de bira açısından inanılmaz güzel günler yaşıyoruz.

18 Şubat 2013 Pazartesi

Yeni bir bira üreticisi: Bosphorus Brewing Company

Bu yazıyı mümkün mertebe kısa tutacağım. Ama hala haberiniz yoksa İstanbul'da yeni bir bira mekanı açıldı ve bu hepimiz için iyi bir haber.

Bosphorus Brewing Company, İstanbul Gayrettepe'de kendi birasını üreten bir pub. Mekanın ortaklarından Phillip Hall İngiliz temalı biraları pubın içinde üretiyor. Memleketimizde bulunan biraların çoğunun light lager ve pilsner tipinde olduğunu göz önünde tutunca değişik tarzlarda taze bira üreten bir yerin açılması harika bir şey.

İlk fırsatta denemenizi öneriyorum.

15 Şubat 2013 Cuma

Yurt dışından içki getirmek

Yurt dışından içki getirmek diye bir kavram var hayatımızda (başka ülkelerde de var tabi ama  Türkiye'de içki fiyatları çok yüksek olduğundan bizim için ayrı bir önemi oluyor). Şahsen yurt dışına çıkabilen ya da yurt dışına çıkıp da kendisine içki getirebilecek harika arkadaşları olan şanslı insanlar için konuyu biraz irdeleyelim.

Önce neyden bahsettiğimizi açıkca ifade edelim çünkü bazıları daha bu aşamada takılıyor. Bahsettiğimiz şey vergi ödemeden, ithalat işlemi yapmadan devletin tanıdığı haklar dahilinde içki getirmek. Normalde yurt dışından herhangi bir şey getirmek ithalat kanunlarına bağlıdır. İthalat yaptığınızda ürünler gümrükte işleme tabi tutulur ve ilgili bakanlıklardan izinler, ithalat belgeleri ve bir sürü vergi ile masraf girer işin içine. Ama vatandaşların kendi şahsi kullanımı için belli miktarlarda içki, sigara, çikolata ve benzeri şeyleri seyahat dönüşlerinde yanında getirip ithalat ile uğraşmadan ve vergi ödemeden ülkeye sokmasına izin veriliyor. İşte "yurt dışından içki getirmek" deyince bundan bahsediyoruz.

Tanımda anlaşınca en sık sorulan sorulardan bir tanesini de cevaplamış oluyoruz. "Yurt dışında bakkaldan aldığım içki de limite tabi mi?", "Dönüşte uçağın kalktığı havalimanındaki duty-free dükkanından aldığım içkide sınır var mı?" gibi birçok şekilde sorulan bu sorunun cevabı tabi ki "nereden aldığın farketmez" oluyor. Çünkü devletin ilgilendiği şey yolcunun sınırdan kaç şişe içki soktuğu. Her nerden alınırsa alınsın, toplam içki devletin koyduğu sınırın altında olmalı.

Türkiye'ye uçarken bulunduğunuz ülke kendi duty-free mağazalarından ne kadar aldığınıza karışmaz (aynı şekilde Türkiye'den çıkarken aldığınız içkiye de Türkiye karışmıyor). Varış noktasındaki sınırları bilip ona göre almak sizin sorumluluğunuz. Ama Türkiye'de varıştaki mağazalarda herhangi bir yolcuya ülkeye sokmasına izin verilen miktarın üzerinde satılmıyor, o noktadan gideceğiniz tek yer yurtiçi olduğu için.

Sonuç olarak Türkiye sınırlarında uygulanan içki sınırlamaları yüksek alkollü (hacmen %22 alkol ve üstü) içkiler için 1 litre, düşük alkollü içkiler için ise 2 litre. Afiyet olsun.


22 Kasım 2010 Pazartesi

Zamlar ve Limoncello

Alkollu içkilerle AKP hükümetinin savaşı devam ediyor. Yüksek alkollu içkilere yaptıkları litre başına 12-13 lira vergi artışı enflasyonun kat kat üstünde bir zamma sebep oldu. Ama sağ olsun hükümetimiz zammı sağlığımız için yapmış.

Bu fiyatlar karşısında insanlar başka çareler arıyor elbette. Akla bir süredir marketlerde gördüğümüz "Mey tarımsal kökenli etil alkol" geliyor tabi. Bu ürün hakkında Mey'in web sayfasında bir şey göremezsiniz ama bazı marketlerde satılıyor. Bazen içecek kısmında, bazen ise temizlik malzemelerinin arasında ispirtonun yanında bulunuyor.

İspirto ile yan yana durduklarında iki önemli fark ortaya çıkıyor: kısa bir ismi olmayan "tarımsal kökenli etil alkol" renksiz ve litre fiyatı yaklaşık 22 lira; ispirto ise mor ve litre fiyatı yaklaşık 5 lira. İspirto "denatüre edilmiş", yani içine etil alkol dışında maddeler eklenerek içilmez hale getirilmiş. Zaten mor renginin de sebebi bu: içki sanıp yanlışlıkla içmeyin. İspirtoyu içilmez hale getiren maddeleri eklemezseniz elinizde "tarımsal kökenli etil alkol" kalıyor. Yani aslında özlerinde bir fark yok. Biri içileceği için fiyatının 3 katı vergiye tabi oluyor, diğeri ise temizlik işlerinde kullanılsın içilmesin diye denatüre ediliyor.

Vergi dertlerini bir yana bırakıp konumuza dönelim: bu meret içilir mi? %96 alkol oranı ile piyasada satılabilecek en yüksek alkol oranına sahip ve içilmesi çok tehlikeli. Alkol oranını viski, rakı gibi içkilerin sahip olduğu %35-45 civarına getirmek gerekiyor. Bunun için en basit yöntem su ile karıştırmak. 2 ölçü alkole 3 ölçü su katarsak yaklaşık %39 alkol içeren, votka sayılabilecek bir içecek elde ediyoruz.

Ne yazık ki Mey'in saf alkolunun tadı pek güzel değil. Bahsettiğim şekilde hazırlayıp tadına baktığımda hoşuma gitmedi. Birkaç kere deneyip emin olmak lazım tabi, ama tadının kötü olması beklenmedik bir şey değil. Mey votka da üretiyor ve sonuçta bu ürettiği votkaların artı bir özelliği olmalı.

Peki o zaman bu saf alkol bir işimize yaramıyor mu? Bu soruyu kesin olarak cevaplamaya daha hazır değilim. Başka tatlar eklenince nasıl olduğunu görmek lazım. Evde meyve suları ile karıştırıp tadına bakmak en kolayıydı belki ama ben mevsim narenciye mevsimi olduğundan ve yapımı çok kolay olduğundan limoncello yapmaya karar verdim. Birkaç hafta içinde hazır olacak. Heyecanla sonucunu bekliyorum. Güzel çıkarsa haber veririm!

19 Ekim 2010 Salı

Hazır Yemek



Denemediğim için şimdilik hakkında yorum yapamayacağım. Ama raflarda yerini alması bile önemli bir şey sayılır.

14 Ağustos 2009 Cuma

Bira firmalarinin garip huyları


Budweiser markasının sahibi Anheuser-Busch firması yeni bir bira çıkarmıs: Select 55. Birkaç sene önce çıkan Budweiser Select adlı 99 kalorilik light biranın devamı şeklinde olan Select 55, adından da tahmin edebileceğiniz üzere sadece 55 kalori. Normal bir şişe bira 150 kalori iken 55 bayağı düşük kalıyor ama bu fark için nelerden vazgeçtiğimizi de düşünmek lazım. Çünkü 0 kaloriye de içecek var.

5 Ağustos 2009 Çarşamba

Brown-Forman on bin satış noktasında

Bu hafta küçük güzel bir haber var medyada: Jack Daniels, Finlandia Vodka ve başka ünlü markaların sahibi Brown-Forman Türkiye'de dağıtım için Doluca ile anlaşmış. Doluca sayesinde on bin satış noktasına ulaşacaklarını söylüyor haber. Böylece Brown-Forman'ın markalarını size yakın bir markette bulma şansınız artmış oluyor. Hayırlı olsun.

30 Temmuz 2009 Perşembe

ÖTV'de lobi etkisi?

Türkiye'de alkollü içkiler ile ilgili kanun düzenlemelerini takip ediyorsanız bunların şekillenmesinde tek önemli etkenin hükümetin politikası olduğu, sivil halk, endüstri veya genel olarak iş dünyasının fikirlerinin dikkate alınmadığı izlenimi sizde de oluşmuş olabilir. Çok yaygın bir içki kültürümüz olmamasına rağmen Anadolu Efes ve Mey İçki gibi büyük şirketlerin bulunduğu bir ülkede bu gerçekten garip bir durum.

Geçen haftalarda çıkan bir haber bu izlenimin tam olarak doğru olmadığını bize gösterdi. Milliyet'in başından sonuna kadar profesyonellikten uzak, yanlı ve laubali bir üsluba sahip haberinde, devletin bütçe açığını kapatmak amacıyla yapmayı planladığı ÖTV arttırımında alkollü içkilerdeki artışın ilk bahşi geçen rakamdan daha düşük belirlendiği bildiriliyor.

Bugün bazı içkilerin satış fiyatının yarısından fazlasının vergi olmasının sebebi olan, belediyeler aracılığıyla içkili lokantaları şehir dışına atmak için uğraşan, kısaca yıllardır içkiye karşı savaş veren hükümetin alkollü içkilerin vergisinde bu şekilde bir değişiklik yapması büyük şirketlerin lobi faaliyetlerinin az da olsa bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor. İçki sevenler için iyi bir haber bu.

20 Temmuz 2009 Pazartesi

Yeni ürun - Gusta Dark

Bira sektöründe az oyuncu olduğu için az yenilik bekliyor insan ama Anadolu Efes sık sık çıkardığı yeni ürünlerle sıkılmamıza izin vermiyor. Geçen sene çıkan Efes Dark Brown'dan sonra bu sene mayısta Gusta Dark ile tanıştı Türkiye. Bu sefer biraz geç haberim oldu ama yine sizin için gidip bir şişe aldım ve evde denedim.

Gusta Dark, Gusta'nın taze ve ferah tadını kaybetmiş ne yazık ki. İçerken o eksikliği hemen hissediyorsunuz ve garip bir şekilde en belirgin özelliği bu. Buğday birasından beklenen karanfil ve muz aromaları pek hissedilmiyor. Bunun dışında hafif bir kavruk arpa tadı var; serbetçiotu tadı çok az.

Açık söyleyeyim, daha önce dunkelweiss bira en fazla bir-iki kere içtim. O yüzden Gusta Dark'ın kendi kategorisinin iyi bir örneği olup olmadığı konusunda bir şey söyleyemeyeceğim. Ama normal Gusta'yi kesinlikle Gusta Dark'a tercih ederim.

16 Temmuz 2009 Perşembe

Fason içki üretimine yasak

Bu hafta yine TAPDK'nın Türkiye'de içki üretim ve tüketimine sekte vurmak için aldığı kararlardan bir tanesi ile karşı karşıyayız. Milliyet gazetesinin haberine göre dün Resmi Gazete'de yayınlanan karar sonucu fason alkollü içki üretimi yasaklanıyor.

Birçok ülkede alkollü içki satan firmalar üretimlerini başkalarına yaptırabiliyorlar. Ama TAPDK bunun Türkiye'de yasaklanması gerektiğine karar vermiş. Özellikle de distile alkollü içki üretimi izni almak için senede en azından 1 milyon litre üretim kapasiteli tesis kurulması gerektiği göz önüne alınınca TAPDK kararının çok büyük birkaç firma dışında Türk halkına alkollü yüksek alkollü içki üretimi ve satışını yasakladığını görüyoruz.

AKP ve yandaşlarının içki ve içki içenler ile gizli, kaçak savaşı devam ediyor.